Pelin Akil’in Hurriyet Gazetesiyle yaptığı röportaj:
* “Suskunlar” dizisi projeye dahil olmadan önce sizin için ne ifade ediyordu?
- Bu işe dahil oldum diye söylemiyorum; proje için teklif gelmeden, hatta öyle bir olasılık aklımın köşesinden dahi geçmezken bile diziyi hayranlıkla takip ediyordum.
* Neydi sizi bu kadar etkileyen peki?
- “Suskunlar” bence şu an yayında olan en iyi dizilerden biri… Özellikle görsellik açısından ele alınırsa, yayınlanmış ve yayınlanmakta olan en sıra dışı iş…
* Yeni sezonun startı ne zaman veriliyor?
- 6 Eylül’de… Çekimlere geçtiğimiz günlerde başladık.
Nisan Tutkuları Olan Bir Kadın
* Ve siz de Nisan olarak artık bu ekiptesiniz…
- Evet…
* Nasıl biri peki bu Nisan?
- Tutkuları olan bir kadın… Alışılagelmiş bir kadın karakter değil. Bu da onun gizemini artırıyor, merak edilmesine yol açıyor. Kabaca diyebiliriz ki, ilk gençlik yıllarında yaşadıklarının izleri Nisan’ın hayata karşı tavrını belirlemiş. İlerleyen bölümlerde bunun nasıl bir tavır olduğunu, Nisan’ı nasıl etkilediğini, nelere ittiğini daha net bir biçimde göreceğiz.
* Senaryoyu, olayların akışını etkileyecek denli baskın bir karakter mi?
- Kesinlikle… Nisan, bu oyunun akışını değiştirebilecek bir karakter. Zengin ve son derece güçlü bir kadın olmasına rağmen asla şımarık diyemeyiz onun için… Öte yandan içine doğduğu hayatın verdiği bir rahatlığı var tabii… Nisan için hayat bir oyun aslında. Kendinden o kadar emin ki, istediği takdirde elde edemeyeceği hiçbir şey olamaz.
Daha İlk Bölümde Hayran Kalmıştım
* Bu projenin içerisinde yer almak size neler hissettiriyor?
- Büyük mutluluk… Bir o kadar heyecan… Ve tabii sorumluluk… Çekerken bir sonraki bölüme duyulan merak ve coşku…
* Siz ekibin en yeni üyesisiniz…
- Öyle… Hem ekip benim için çok yeni, hem de ben onlar için çok yeniyim. Ama muhteşem bir oyuncu kadrosuyla çalışmanın huzurunu yaşıyorum. Mesela sette ilk dikkatimi çeken, erkek oyuncuların özel hayatlarında da en az hikayedeki kadar yakın olmalarıydı… Bu projenin başarısında oyuncu kadrosunun seçimindeki titizliğin büyük rolü var. O uyum işe çok yansıyor. Dediğim gibi ben de bu ekibe dahil olduğum için çok mutluyum.
* Ya kamera arkası?
- Elbette çok yoğun bir çalışma temposu var. O yüzden iki ekip halinde çalışıyoruz sürekli… Yönetmenlerimiz Hatice Memiş ve Çağrı Lostuvalı başta olmak üzere tüm ekip işlerinde çok iyi… Zaten ilk bölümü seyrettiğimde, tüm izleyicilerde olduğu gibi işin kalitesi bende de hayranlık uyandırmıştı. Güzel olan da şu, “Suskunlar”ın kalitesi her bölüm aynı şekilde, hatta artarak devam etti. Bu da ekibin başarısı işte…
SETTE KADIN DAYANIŞMASI
* Oturmuş bir ekibe sonradan katılmak zor şey değil mi?
- Zor tabii… Açıkçası ne kadar tecrübeli olsanız da yeni bir işe başlarken mutlaka bir heyecan olur. Hele ki devam eden bir işe, üstelik oturmuş bir ekibe dahil oluyorsanız, o heyecan biraz da gerginlikle harmanlanır.
* Peki siz o zorluğu nasıl aştınız? Ya da aşabildiniz mi?
- Öyle şahane bir ekip ki, yapımcısından çaycısına herkes beni gayet sıcak karşıladı, samimiyetle aralarına kabul etti. Bu içtenliklerinden dolayı hepsine teşekkür borçluyum. Ancak, belki “kadın dayanışması” diyebilirler ama, Aslı’nın (Enver) gösterdiği yakınlık ve samimiyet için ona ayrıca teşekkür etmem gerek. Eminim ki bu satte çok sağlam dostluklar kuracağım.
0 yorum:
Yorum Gönder