PROF DR ERKAN TOPUZ

4 Haziran 2008 Çarşamba Prof. Dr. Erkan Topuz’un açıklamaları:
*Yeni arabalarda çok güzel kokular vardır. İşte kanserojen! Çünkü arabaların içindeki tüm o plastikleri yapıştırmak için kullanılan yapıştırıcıların hepsi kanserojendir. Tabiatta o kadar güzel yapıştırıcılar vardır ki... Mesela ipek böceklerinin salgısından elde edilen zamkın gücü başka hiç birşeyde yok. Midyeler, denizdeki demirle birleşerek taşa yapışıyor ve onu kopartamıyorsunuz. Korkunç bir yapıştırıcı gücü var. işte dünya yavaş yavaş bunlara dönmeli...
*Kuru temizleme işleminden geçen giysilerin üzerinde kanserojen madde kalıntıları vardır.
*İşyerlerinde bilgisayarlar açık, belki oda da televizyon var ve o da açık, cep telefonları da tabii yanımızda... Radyasyonlu ortamları havalandırmak gerekir. Cep telefonlarıyla 30 saniyeden fazla konuşmak, 10 yıl sonra beyin tümörlerinin 2 katına çıkmasına neden olmakta. Cep telefonlarını kulaklıkla kullanalım. Nispeten daha koruyucu bir etkisi var. Bilgisayarlarımızı gerekmedikçe açık bırakmayalım. Televizyonları 6-7 metre uzaktan izleyelim.
*Baz istasyonlarına aşağı yukarı 1 kilometre uzaklıkta oturmamız gerekir. Bir de ayriyeten Amerika’da yeni çıkan yasa ile cep telefonlarını kuvvetlendirici yerler var. Onların da okullara 500 metreden yakın olmaması gerekiyor. Yeni yapılan bir çalışmada (2005 yılı Amerika’da) otobana yakın oturanlarda özellikle çocuklarda kanser ve lösemi riskinin 5 kart arttığı görülmüş. Arabalardan yayılan mazot ve kurşun atıklarından dolayı.
*Çalışan insanların çoğunluğu öğle tatillerinde fastfood yiyorlar. Yanında bir gazlı içecek var. Tabi bunların içinde şeker var. Şeker kanserin en önemli dostudur. Fastfooddaki et kırmızı et ve yanmış. Bunun içinde bir yığın katkı maddesi var. Yanında ise hiç hiç sebze yok.
*Sodayı da aşırı tüketmeyelim. Radyasyon var çünkü içinde. 1-2 tanenin zararı yok ama aşırı miktarda tüketmeyelim.
*Sert içkilere karşıyız. Votka, rakı gibi. Çünkü miğde, ağız, diş ve mesane kanseri yapıyor. Günde 2 bardak şarap içen kadınlarda meme kanseri riskinin 3-4 kat arttığı görülmüştür. Şarapların içinde de pestisit var. Çünkü bunlara organik gübre atabiliyorlar. Organik şarap içebilirler. Kaliteli yetiştirene karşı değilim, ama üzümler aşırı büyük olsun diye çok aşırı gübreleniyor.
*Zeytinciler de bunu yapıyorlarmış. Zeytinler iyi olsun diye 5 kat fazla gübre atıyorlarmış.
*Yapraklı olan yiyecekleri lahana, kıvırcık, marul gibi sebzelerin ilk 4 yaprağını atalım. Çünkü istediğiniz kadar yıkayın, organik bile olsa pestisiti uzaklaştırmanız mümkün değildir.
*Lahana veya haplarını tüketin. Kırmızı turp, lahana, karnıbahar ve brokoliyi haftada 2 kez tüketirseniz hipotriodi yapabilir. O yüzden genellikle buharda pişirin ve öyle tüketin.
NETTEN

1 yorum:

Adsız dedi ki...

13 yaşındayım vitiligo hastasıyım ellerimde,ağız kenarlarımda,bacaklarımda vevücudumun belirli bölgelerinde var doktora gittim krem kullanmamı önerdi kremleri kullandım hiç faydasını görmedim iyi bir ilaç veya tedavi yöntemi biliyorsanız önerirmisiniz.şimdiden teşekkür ederim

Bu Konuları Okudunuz mu ?